20.yy'ın önemli sanatçılarından Miro, baskı resimleriyle 19 Ocak 2014 tarihine kadar MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'nde bizlerle olacak. Önceki gün, İstanbul'a yılın ilk karı yağarken ziyaret ettim. Dışarıda buz gibi bir hava varken Tophane-i Amire'nin etkileyici atmosferi içerisinde renk renk Miro eserlerine dalıp gitmek keyifliydi doğrusu.
1893 Barselona doğumlu Miro, 20.yy'ın en önemli sanatçılarından biri. Gençliğinde ailesinin baskısıyla sanat eğitimini bırakıp memur olarak çalışmak zorunda kaldığında, sinir krizleri geçirip bunalıma girecek kadar tutkulu bir sanatçı. Neyse ki bu olaydan sonra ailesinin desteğini alıp tamamen resme odaklanabilmiş. Sadece resim mi? Hayır. Aynı zamanda heykel, seramik, tahta oymacılığıyla da uğraşmış. Edebiyata ve şiire de oldukça düşkün. Miro'yu sanatsal açıdan en çok besleyen şeylerden biri de şiir. Ki Tophane-i Amire'deki sergide, şiirin sanatçının eserleri üzerindeki etkisinin sıklıkla vurgulandığını göreceksiniz.
20'li yılların sonuna doğru kışları Paris'te, yaz aylarını Katalonya'da geçiren Miro, 20.yy.'ın canlı sanat ortamında Empresyonizm, Kübizm, Fovizm gibi akımlardan etkilense de zaman içerisinde kendine özgü neşeli, çocuksu, renkli işaret ve sembollerden oluşan tarzını yarattı. Ona göre resim "mağara adamlarının çizimlerinden beri çöküş içinde" idi. Bu yüzden saf, içten, çocuksu, aynı zamanda büyülü eserler üretti. Her ne kadar "Geceleri hiç düş görmem. Ama atölyeme girmeyivereyim hemen dalarım düşlere" dese de kendini sürrealist ressamlar arasında görmeyen Miro, aslında tüm sanat akımlarına karşı mesafeliydi.
"Kararlı olduğum şey, resim sanatında yıkıcı olmak. Beni asıl ilgilendiren işin ruhu. Herhangi bir okul ya da sanatçıyla ilgili değilim. Kolektif bir bilinçaltından fışkıran anonim bir sanat ilgilendiriyor beni. Bir sokakta yürür gibi resim yapıyorum. Bir tuvalin karşısında dikildiğimde ne olacağını asla bilmiyorum, ortaya çıkan şeye benden daha çok kimse şaşıramaz".
Tüm dünyada eserleri sergilendi. 20.yy. sanatına damgasını vurdu. Eserleri ülkemize kadar geldi. Fakat o, bu ünden hiç hoşlanmadı. Bir zamanlar maddi sıkıntı içerisinde çok az yemek yiyebildiği için açlık çektiği günlerde daha mutluydu. Çünkü açlık onun sanatını besliyordu. 20'li yılları anlatırken "Bütün gün hiçbir şey yemeden eve gelir ve duygularımı kağıda aktarırdım" demişti. Açlık, şiirler yazmasına sebep olmuş, resimlerini etkilemişti. 80'li yaşlarında ise bazı tuvallerini yakmış ve "Onları sanatsal ve profesyonel sebeplerle yaktım. Ortaya çıkan malzeme çok güzeldi. Aynı zamanda tuvallerimin servet değerinde olduğunu söyleyen insanlar için yaktım. Üzgünüm ama insanlar tuvalleri değil, dolarları görüyorlar" demişti.
İşte bu ilginç sanatçının baskı resimleri, görmek isteyenler için İstanbul'da. Özellikle "baskı resimler" diye belirtiyorum. Tuvaller yok, sonra hayal kırıklığı olmasın:) Çocuklar için atölye çalışmalarına özellikle önem verilmiş. Birçok okul sergiyi ziyaret etti bile. Bu anlamda, küçük çocukları olanlar için sergiyi özellikle tavsiye ederim.
19 Ocak'a kadar Miro sizleri bekliyor efendim.
NOT: Bu yazıyı ilk defa okuyanlar için serginin iptal edildiğini bildirmek isterim . Ayrıntılar burada: "Miro İstanbul'da Dedik Ama...
No comments:
Post a Comment