Hala aynı iş yerinde aynı pozisyonda aynı işi yapıyorum. Geçen sene yazdığım yazıda ki çoğu şey hala geçerliliğini koruyor. Bu sene biraz daha fazla sorumluluğum var. Bu da daha fazla yoğunluk demek maalesef.. Tam bir işkolik olarak hayatımı sürdürmekteyim. Artık yahu akşama acaba ne yapsam gibi bi düşünceye sahip olamıyorum. Ekstra yoğun bi dönemden geçiyoruz. Çalışma saatleri yeri geliyo 12-13 saat civarlarında kalıyo hatta bazen o da yetmiyo evde devam ediyorum. Hal böyle olunca plan yapmaya bile fırsat olmuyo.. Haa bi plan yapsan ne kadar uygulayacağın da meçhul.. Saat 8'de eve geldiğinizi bi düşünün yemek ve duşu hesaba katın hadi kış dönemi duş almadığınız bi gün dışarı çıksanız yine saat 9'u buluyo.. Bu saatten sonra ne yapabilirsin ? Allah'tan kız arkadaşım yok.. Kesin beni terkederdi..
Tüm bunlar olurken güzel şeyler olmuyor mu ? Oluyor tabi.. İnsanlarla uğraşmak her ne kadar zor da olsa arada bir yüzümüz gülüyor.. Mesela bi Aziz Amca'mız var adam ben ordayken 3 dairesine doğalgaz yaptırdı. Adam bildiğin ev yumurtluyor. Bi bakıyorum çıkıp gelmiş bizim yeni daireye kombi takalım, ee hadi takalım.. Geçenlerde yine dairesine bi kombi taktık, projesini çizmeye daireye gidecektim.. Bi sıkıntı oldu gidemedim. Sonra o daireyi ben bi güzel unuttum evet baya bildiğiniz unuttum.. Kiracı sen gel bi güzel taşın. Aziz Amca sen de bi güzel bana güven projeyi gönderdim san 3-5 güne açılır de.. 15 gün bi güzel buz gibi evde otur sonra gelin bana patlayın.. Hiç olacak iş mi allasen.. Kapıdan içeri girdiği an daire aklıma geldi düşünün o derece bi unutkanlık söz konusu.. Yüzünde bi kızgınlık ifadesi var. Başka zaman olsa proje onaylanmadı der yediririm ama bu sefer onu da diyemiyorum.. Neyse hoş geldin beş gittin derken ben bi yandan hem laf yetiştiriyorum hem de nası bi şey uydursam diye düşünüyorum. O sırada Aziz Amca o adam evde bi başına kalıyo, hasta olacak bi çorba yapanı yok deyince jeton düştü.
Bis: Sen şimdi bekar adama evi kiraya verdin suçu bende buluyosun öyle mi ?
B: Sen o adamı gece yalnız yatır, adam yatağın içinde bi başına uyusun sonra gel bana de ki adam üşüyo.. Misal sen yaylaya çıktığın zaman o buz gibi havada o bez çadırın içinde doğalgaz mı yakıyosun?
A: Doğru diyırsin da şimdi adam Üşiy..
B: Ya genç adam bi şey olmaz. Sen ona bi avrat bul ben o zamana kadar açarım gazı.. Bi çay getirin dilimiz damağımız kurudu..
diyerekten bir sıkıntıyı daha çözmüş oluyoruz. Tabi bunda insanların zayıf noktasını az buçuk biraz kullanmış da olsam şeriatın kestiği parmak acımaz. Aziz Amca'nın insanların evlenmesi , yuva kurması gibi olaylarda biraz hassas noktaları var. Adam herkes evlensin istiyor. Kiracı bi kaç ay otursun adam hoşuna gitsin, kız bakar ona.. Bakın buraya yazdım, evlenirse Bis söylemişti dersiniz.
Hazır konu evlilikten açılmışken geçen yine işyerindeyiz.. Bi iş alcaz ama bi türlü kesinleştiremiyoruz. Geliyolar bi sohbet muhabbet sonra hadi oldu olacak derken yeni bi detay çıkıyo.. Yahu kardeşim bize bırakın biz her türlü detayı düşünmek için yaratılmışız zaten.. Detay bizim işimiz!
Geçen günkü gündemimizde daire satışlarının azalmasından kaynaklı müteahhit sorunları.. Bu sizi neden etkiliyor derseniz biz işin en başındayız. Daireler satılmayınca adamlar yeni bi işe başlayamıyo bu da doğrudan bizi etkiliyor. Yeni iş yoksa proje de yok. Tabi ki sorunun temeli geçim sıkıntısı tabi ki tek maaş.. Adamcağız bir maaşla evi mi geçindirsin, çocuk mu okutsun, karısının kuaför masraflarını mı karşılasın.. Bi de bu pis herif kesin sigara içer. Hadi buyur bu adam nası ev alsın ?
Bulunduğumuz ortamda ki insanlar yaşını başını almış. Adamların düşüncesi, endişesi geleceğe yönelik.. Biz bi şekilde evimizi kapımızı aldık, çağamız çocuğumuz bu hayat şartlarında ne yapacaklar diye düşünüyolar. Ortamda ki en genç kişi kim? Tabi ki ben ! Soruların odak noktasında ki isim kim ? Tabi ki ben!
M: Bis Bey maşallah iş güç bi düzen kurmuşsun.. Artık kendi aileni kurma vakti yavaş yavaş gelmiş. Ne düşünüyosun mesela alacağım kız evde mi otursun dersin, çalışsın mı dersin ? Şimdi ki gençler tutturmuşlar bi seviyorum..
B: Sevgi karın doyurmuyor Muharrem Abi.. Tamam sevelim sevmek güzel bi şey ama sev sev nereye kadar. Komşunun karısı koluna bilezikleri takıp çaya gelince ortada sevgi falan kalmaz bence ( bi gülüşmeler bi kahkahalar ) M: Yine dönüp zengin kocaya mı geldik yani ?
B: Kızların zengin koca araması kadar normal bi şey yok.. Niye gidip borcun, ay sonunun hesabını yapsın ki.. Gider rahat rahat çalışır da yer de içer de gezer de.. Haa devir artık o devir de değil aslında.. Kimsenin gözüne gelmiyo ama devir zengin kadın devri.. Bi erkeğin babası bi yere kadar yardım eder ama kızın baba zenginse ölene kadar bakar.. Kızlar nazlı büyüyo kimse kızı perişan olsun istemiyo.. Ev mi alacan bankaya gerek yok kızın babası faizsiz kredi veriyo.. Soğukta torunlar üşüyo, kız yürüyo mu hemen koş reklamcıya.. Sen kayınbabam sağolsun yazdırana kadar araba kapına gelir..
M: Bu çocuk hayatta aç kalmaz.. Ben sana doğru yere geldik dedim değil mi Hamit !
İş yerinde bunlar gibi onlarca olay yaşıyorum.. Sen işi ne kadar iyi yapsan da bazen ne bilgi birikimin ne referansların etkili oluyo.. Bazen o kadar bunalıyoruz ki gelen bi işi geri çevirmek için çok yüksek fiyatlar söylüyoruz. Baya uğraştırıcı bi iş oluyo ve ona ayıracak zaman bulamıyoruz. Ee adama yok da diyemiyoruz. Yüksek fiyat söyleyelim gider diyoruz. Ben başkasına yaptırmak istemiyorum sen yap diyo.. Bi kere de laf ağızdan çıkmış oluyo dönemiyosun. Geçen normalin 5 katına bi iş almak zorunda kaldım. Sonra da içim rahat etmiyo. Neyse artık Allah bereket versin..
Bi de mimarlarımız var tabi hem gelir kaynağımız hem baş belamız oluyor kendileri.. Hani küçümsemek istemiyorum ama bina inşaatı için en çok projeyi biz veriyoruz ama işin erken bizden çıkmasını istiyolar. Ortalama bi bina için mimar, inşaatçı, elektrikçi birer proje çiziyo ben beş tane çiziyorum bi de bunun hesap kitap işi var. İşin en güzel yanı benim kilit nokta olmam.. Yalıtımı hesaplamazsam mimari onaylanmıyo, cihazları seçmezsem elektrik bitmiyo.. Onun için başlarda hep bi canım cicim oluyo.. Mimar kızsa hiç kurtuluşu yok zaten tane tane konuşmak zorunda.. Böyle de pislik bi şeyim.. Geçen Ece'cim aradı.. Ay Bis' cim nerdesin hiç görüşemiyoruz, özletiyosun kendini falanlar filanlar.. Benim de en sevmediğim şey bu yapmacık hareketler zaten.. İçimde ki öküzü dışarı çıkarmak zorunda kalıyorum.. Pasta börek yapıp çağırmazsan görüşemeyiz tabi diyerek ahlaksız tekliflerde bulunuyorum. Ön sevişmeyi tamamladıktan sonra projeyi detaylandırıyoruz. En sevmediğim kısım da orası zaten.. Ben illa ki bi yer olmaz diyorum car car konuşuyo.. Kocaman dükkanın tuvaleti olmaz mı canım ? En sonunda da yaşandı bitti saygısızca diyerek ayrılıyoruz. Haa bi de şey var " bak bu proje bitsin mutlaka görüşelim ! "
İnsanlarla uğraşmaktan aşırı derecede sıkılmış ve bunalmış durumdayım. Gün içerisinde o kadar çok görüşme yapıyorum ki eve gelince insan sesine tahammül edemiyorum. Daha doğrusu soru sorulmasına tahammülüm kalmıyo.. Galiba acilen Karadeniz taraflarında insanlardan uzak doğayla iç içe her türlü teknolojiden bağlarımı koparmış bi tatile ihtiyacım var. Bu tatil işini siz de bi düşünün bence..
Ama en güzeli de ne biliyor musunuz? Şantiyede ustalarla birlikte çay içmek için kaşık sırası beklemek.. 10 çay bardağı olmasına karşın sadece bir kaşığı var :) Haa bi de helva kutusunda çay damlalarıyla ıslanıp kurumuş toz şeker. Kahverengimsi beyazımsı alacalı :)
No comments:
Post a Comment